TEVBE-İ İSTİĞFAR DUA VE ESMA ÇALIŞMASI


Tevbe (Tövbe) ve İstiğfar, işlenilen bir günahın ya da günahların affı için Allah'a yakarmaktır.
Tevbe, işlenen günahlardan dolayı duyulan pişmanlık ve acı;
İstiğfar ise bu pişmanlığın ardından af dilemek için kalplerden taşan arzu ve yakarışlardır.
Tevbe-i İstiğfar ile o günahı bir daha işlenmeyeceğine dair söz verilir,
işlenen günahların bağışlanması için dua edilir.

Tevbe ve İstiğfar, dünyada ve ahirette azaptan ve ateşten kurtuluş anahtarıdır.

Facebook Ametist Reiki Şifa Grubu'muz için hazırladığım çalışmamızı
bütünün en yüce hayrına olması niyetiyle sizlerle de paylaşıyorum.
Kaynak belirterek istediğiniz platformlarda yayınlayabilirsiniz.

Tevbe-i İstiğfar, Ruhların Cehennem'den kurtarılması için en gerekli çalışma olduğundan;
bu konuda bildirilen Ayetler ile çalışmamıza başlayarak Tövbenin önemini ve gerekliliğini
işledikten sonra, esas çalışmamızı yapacağız ve en sonda da Tövbe ile ilgili hadislerle bitireceğiz.
Uzun araştırmalar sonucunda hazırladığım bu kapsamlı bilgileri sindirerek okumanızı, içselleştirmenizi
ve bu çalışmamız haricindeki zamanlarda da sık sık Tevbe-i İstiğfar etmenizi tavsiye ediyorum.


* BAŞLANGIÇ *

Çalışmamıza en az beş dakika kala kıbleye karşı rahat bir sandalye ya da
koltukta dik bir şekilde oturarak nefesimize odaklanıp, sakinleşiyoruz.

Ciğerlerimiz dolana kadar burnumuzdan derin bir nefes alıp, ağzımızdan
yavaşça verirken yüreğimizden " Bildiğim ya da bilmediğim bütün
günahlarıma " şeklinde niyet edip; nefesimiz bitene kadar yavaşça uzatarak
" Estağfirullah " diyoruz. Bu işlemi 7 kere tekrar ediyoruz.

Her nefes verişimizde ruhumuzdaki bütün negatifliklerden; kin, nefret,
öfke, hasetlik gibi duygulardan arındığımızı düşünüyoruz.

Ve Efendimiz Hz. Muhammed'e salavatlar getiriyoruz.

" Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedîn ve ala alihi ve sahbihi ve sellim."
Manası : " Ey Allah'ım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed'e (s.a.v), evladu iyaline,
ashabına salatü selam eyle.(rahmet et, selametlik ver.)"
" Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd."
"Allâhümme barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
Kemâ barekte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd."
Manası : "Allâh’ım! (İbrâhîm’e ve) âline salât (rahmet) ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de salât et.
Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allâh’ım! (İbrâhîm’e ve) âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi
Muhammed’e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin!"

" Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedîn mahtelefel-melevâni ve teâkabel-asarâni ve
kerrerel-cedidâni vestekbelel-ferkâdani ve belliğ rûhahü ve ervâha ehl-i beytihî minnât-tahiyyete
ves-selâme verham ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim teslîmen kesîran kesîra."
Manası : " Allah'ım melevan, asaran, cedidan ve ferkadan yıldızları devam ettiği müddetçe Efendimiz
Muhammed'e (s.a.v.) salat ve selam eyle. O'nun ve ehl-i beytinin ruhuna bizden saygı ve selam ulaştır."

" Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedîn ve Âdeme ve Nûhin ve İbrâhîme ve Mûsâ ve İsâ
ve mâ beynehüm minen-nebiyyîne vel-mürselîne. Salevâtüllahi ve selâmühû aleyhim ecmeîn."
Manası : " Allah' ım ! Hz.Muhammed' e (s.a.v.), Hz.Adem, Hz.Nuh, Hz.İbrahim, Hz.İsa (a.s.v.)
ve bunların arasında (gelip geçmiş bütün) peygamberlere rahmet ihsan eyle."

"Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ-Seyyidina
Muhammedinillezî tenhallü bihi’l ‘ukadu ve tenfericu bihi’l-kürabu ve tukdâ
bihi’l-havâicu ve tünâlü bihi’r-rağâibu ve husnu’l-havâtimi ve yusteska’l ğamâmu
bi-vechihi’l-kerîmi ve alâ âlihi ve sahbihi fî-külli lemhatin ve nefesin
bi-adedi külli ma’lûmin lek."
Manası : “Allah'ım! Bizim Efendimiz Muhammed’e (s.a.v) kusursuz bir salât ve rahmet,
mükemmel bir selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun
hürmetine düğümler çözülür, sıkıntılar ve belalar onun hürmetine açılıp
dağılır, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Maksatlara O’nun
hürmetine ulaşılır, güzel sonuçlar O’nun hürmetine elde edilir. O’nun şerefli
yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilir Allah’ım, onun ehl-i beytine,
ashabına da her göz kırpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak
zamanda sana malum olan varlıklar sayısınca salât et.”


* NİYET *

"Allah' ım tövbelerimizi, yüreğimizin derinliklerinden gelen arzularımızı kabul et lütfen.
Yaşamımdaki her türlü darlıktan, sıkıntıdan, mutsuzluktan, korkudan, kaygıdan, endişeden,
vesveseden, bunalımdan ve her türlü negatif etkiden özgürleşmeye niyet ediyorum.
Beni, ailemi ve bu dua okumasını yapan arkadaşlarımı feraha erdir, arındır, koru, rızıklandır,
bolluk ve nimetler ver, selamete çıkar Ya Rabb'im. Okuduğum Ayetlerin, Duaların, Esmaların,
Tövbe ve İstiğfarların nurunu ve sevabını Hz.Muhammed (s.a.v) Efendimiz ve Ehl-i Beytinin ruhlarına,
kendime, aileme, sevdiklerime, bu dünyadan göç etmiş atalarımın ruhlarına, benimle birlikte okuma yapan arkadaşlarıma, ülkeme, milletime ve bütün İslam Alemine armağan ediyorum. Allah'ım kabul et.
Aldığım her nefese şükürler olsun, hamd olsun. Seni seviyorum."

NOT: Kendi özel isteklerinizi de ayrıca niyete ekleyebilirsiniz.


* ÇALIŞMA SİSTEMİ *

Niyetimizi yaptıktan sonra, sırasıyla 21 Besmele, 3 İhlas, 3 Fatiha, 3 Felak, 3 Nas,
7 Ayetel Kürsi (Negatif Saldırı altındaysanız 21 kere okumanızı tavsiye ederim),
21 Yunus Duası okuyup, Tövbe Ayetlerini, Tövbe ve İstiğfar Dualarını okuduktan sonra
Tövbe Esmalarını da 21'er kere okuyup, yine 21 Besmele ile çalışmamızı bitiriyoruz.

Okuyacağımız duaları da mealleri ile birlikte paylaşıyorum.

* 3 İHLAS *

Bismillâhirrahmânirrahîm
" Kul hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve
lem yûled. Ve lem yeküllehû küfüven ehad."
Meali ( Diyanet ) : Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
De ki: "O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır,
o, hiçbir şeye muhtaç değildir.) Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin
babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).
"Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir."

* 3 FATİHA *

Bismillâhirrahmânirrahîm
"Elhamdü lillâhi rabbil’alemin. Errahmânir’rahim.
Mâliki yevmiddin. İyyâke na’budü ve iyyâke neste’în, İhdinessırâtel
müstâkim. Sırâtellezîne en’amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn."
Meali ( Diyanet ) : Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
"Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret
gününün) maliki Allah'a mahsustur. (Allah'ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız
senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet;
gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil."

* 3 FELAK *

Bismillâhirrahmânirrahîm
" Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak,
ve min şerri gasikin iza vakab, ve min şerri neffassâti fil ukad,
ve min şerri hâsidin iza hased."
Meali ( Diyanet ) : Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin
kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman
hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım."

* 3 NAS *

Bismillâhirrahmânirrahîm
" Kul, euzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs,
min şerril vasvasil hannas, elleziy yuvesvisu fiy sudûrin nâs,
minel cinneti ven nâs."
Meali ( Diyanet ) : Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
De ki: "Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi
vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine,
insanların İlah'ına sığınırım."

* 7 AYETEL KÜRSİ *

( Her defasında bir tarafımıza üfleyerek-sağa, sola, yukarıya, aşağıya,
öne, arkaya ve içimize nefesimizi yutarak )

Bismillâhirrahmânirrahîm
"Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ
te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî
yeşfeu indehû illâ biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ
yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd.
Velâ yeûdühü hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm."
Meali ( Diyanet ) : Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
"Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve
dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi
O’nundur. O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların
önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği
müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine
almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür."

* YUNUS DUASI *

Bismillâhirrahmânirrahîm
"La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin"
Meali ( Diyanet ) : Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
“Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim.
Gerçekten ben kötü işler yapmışım!”

Not: Bu dua, Enbiya Suresi 87. ayette geçmektedir.


* KUR'AN-I KERİM TÖVBE VE İSTİĞFAR AYETLERİ *


"Bunun böyle olması Allah'ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükafatlandırması,
dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir.
Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Ahzâb Suresi ; 24. Ayet

"Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve
Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mümin erkeklerin ve mümin kadınların da
tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir.
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Ahzâb Suresi ; 73. Ayet

"Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır.
Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri
asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir."
Âl-i İmrân Suresi ; 89-90. Ayetler

"Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder,
ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder."
Âl-i İmrân Suresi ; 128. Ayet

"Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.  İşte onların yaptıklarının karşılığı rableri tarafından bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetlerdir. Onlar orada temelli kalacaklardır. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!"
Âl-i İmrân Suresi ; 135-136. Ayetler

"Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman (larında sebat) edenlere gelince şüphe yok ki,
Rabb'in ondan (tövbeden) sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
A'râf Suresi ; 153. Ayet

"Derken, Adem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O da)
bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır."
Bakara Suresi ; 37. Ayet

"Mûsâ kavmine dedi ki: (Ey kavmim! Sizler, buzağıyı ilah edinmekle kendinize yazık ettiniz.
Gelin Yaratıcınıza tövbe edin de nefislerinizi öldürün (kendinizi düzeltin).
Bu, Yaratıcınız katında sizin için daha iyidir.) Böylece Allah da onların tövbesini kabul etti.
Çünkü o, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhametlidir."
Bakara Suresi ; 54. Ayet

"Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl.
Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et.
Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın."
Bakara Suresi ; 128. Ayet

"Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lanetlenmekten) kurtulmuşlardır.
Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim."
Bakara Suresi ; 160. Ayet

"Şüphesiz mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere;
cehennem azabı ve yangın azabı vardır."
Burûc Suresi ; 10. Ayet

"Andolsun, senden önce bir takım ümmetlere de peygamberler gönderdik. (Peygamberlerini dinlemediler.)
Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık.
Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya...
Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti."
En'âm Suresi ; 42-43. Ayetler

"Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman de ki: Selam olsun size! Rabb'iniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
En'âm Suresi ; 54. Ayet

"Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o,
Allah'a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner."
Furkân Suresi ; 70-71. Ayetler

" ........ Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır."
Hucurât Suresi ; 11. Ayet

"Rabb'inizden bağışlanma dileyin, sonra da O'na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar
güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz,
ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum."
Hûd Suresi ; 3. Ayet

"Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki,
üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın.
Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin."
Hûd Suresi ; 52. Ayet

"Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin.
Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok. O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli
(ve buna donanımlı) kıldı. Öyle ise ondan bağışlanma dileyin; sonra da ona tövbe edin.
Şüphesiz Rabb'im yakındır ve dualara cevap verendir."
Hûd Suresi ; 61. Ayet

"Rabb'inizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin. Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir."
Hûd Suresi ; 90. Ayet

"Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar.
Hak ve adalet ölçülerini aşmayın.
Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür."
Hûd Suresi ; 112. Ayet

"Rabb'iniz içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kişiler olursanız, şunu bilin ki
Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır."
İsrâ Suresi ; 25. Ayet

"Onlara söyle denir: "İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, onun emrini gözeten için,
görmediği halde sırf saygıdan dolayı Rahmân'dan korkan ve O'na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir."
Kâf Suresi ; 32. Ayet

"Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması umulur."
Kasas Suresi ; 67. Ayet

"Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbe edenler bunun dışındadırlar.
Artık Allah'ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu bilin."
Mâide Suresi ; 34. Ayet

"Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz,
Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Mâide Suresi ; 39. Ayet

"(Bu yaptıklarında) bir bela olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler.
Sonra (tövbe ettiler), Allah da onların tövbesini kabul etti.
Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir."
Mâide Suresi ; 71. Ayet

"Hâlâ mı Allah'a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler?
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Mâide Suresi ; 74. Ayet

"Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân'ın, kullarına gıyaben vaad ettiği
"Adn" cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz onun vaadi kesinlikle gerçekleşir."
Meryem Suresi ; 60. Ayet

"Bil ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların
günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir."
Muhammed Suresi ; 19. Ayet

" Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden,
azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O'ndan başka ilah yoktur. Dönüş ancak O'nadır."
Mü'min Suresi ; 2. Ayet

"Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O'na inanırlar ve
inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: (Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır.
O halde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru.)"
Mü'min Suresi ; 7. Ayet

" Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan,
sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır.
Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Nahl Suresi ; 119. Ayet

"Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir.
İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Yoksa, (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca,
"İşte ben şimdi tövbe ettim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir.
Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır."
Nisa Suresi ; 17-18. Ayetler

"Allah, size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve
tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
Nisa Suresi ; 27. Ayet

"Biz her peygamberi sırf, Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman
sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi,
elbette Allah'ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı."
Nisa Suresi ; 64. Ayet

"Ve Allah'tan mağfiret iste, çünkü Allah, çok yargılayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir."
Nisâ Suresi ; 106. Ayet

"Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'ın kitabına sarılanlar ve dinlerini
Allah'a has kılanlar müstesnadır.
Bunlar mü'minlerle beraberdirler. Allah mü'minlere büyük bir mükafat verecektir."
Nisa Suresi ; 146. Ayet

Dedim ki: “Rabbinizden bağışlanmanızı dileyin; O, çok bağışlayıcıdır.
(Dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. Mallar ve oğullar
vererek sizi desteklesin, size bahçeler versin ve sizin için ırmaklar akıtsın.
Nûh Suresi ; 10-11-12. Ayetler

"Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar müstesna.
Çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Nûr Suresi ; 5. Ayet

"Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tövbeleri kabul eden,
hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu?"
Nûr Suresi ; 10. Ayet

"..........Ey mü'minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!"
Nûr Suresi ; 31. Ayet

"O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir."
Şûrâ Suresi ; 25. Ayet

"Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen,
sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim."
Tâhâ Suresi ; 82. Ayet

"Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi."
Tâhâ Suresi ; 122. Ayet

"Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabb'iniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve
onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.
Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider.
(Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter) derler."
Tahrîm Suresi ; 8. Ayet

"Hacc-ı ekber gününde, Allah ve Resûlünden bütün insanlara bir bildiridir:
Allah ve Resûlü, Allah'a ortak koşanlardan uzaktır.
Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki,
siz Allah'ı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!"
Tevbe Suresi ; 3. Ayet

"Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin
ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse,
kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."
Tevbe Suresi ; 5. Ayet

"Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir.
Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız."
Tevbe Suresi ; 11. Ayet

"Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı
size yardım etsin, mü'min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin.
Allah dilediğinin tövbesini kabul eder.
Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
Tevbe Suresi ; 14. Ayet

"Sonra Allah, bunun ardından yine dilediği kimsenin tövbesini kabul eder.
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Tevbe Suresi ; 27. Ayet
"
Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz.
İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle,
diğer bir zümreye azap edeceğiz."
Tevbe Suresi ; 66. Ayet

"Bir şey söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde)
müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de yeltendiler.
Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar.
Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette
elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı vardır."
Tevbe Suresi ; 74. Ayet

"Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf ettiler. Bunlar salih amelle kötü ameli birbirine karıştırmışlardır.
Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Tevbe Suresi ; 102. Ayet

"Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduğunu;
tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi?"
Tevbe Suresi ; 104. Ayet

"Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip
kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele."
Tevbe Suresi ; 112. Ayet

"Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri egrilmege yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir
zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir.
Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve çok merhametlidir. Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti.
Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış,
böylece Allah(ın azabın)dan yine ona sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı.
Sonra (eski hallerine) dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti.
Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir."
Tevbe Suresi ; 117-118. Ayetler

"Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belaya çarptırılıp imtihan ediliyorlar.
Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar."
Tevbe Suresi ; 126. Ayet

"Onlar gecenin az bir kısmında uyurlardı. Seher vakitlerinde Rabb'lerinden bağışlanmalarını dilerlerdi."
Zâriyât Suresi ; 17-18. Ayetler



* TÖVBE VE İSTİĞFAR DUALARI *


Tövbe, İstiğfar ve Mağfiret Duaları ile kalplerimizi ve ruhlarımızı
bildiğimiz ya da bilmediğimiz bütün günahlarımızdan arındırıyoruz.
İstediğiniz sayıda okuyabilirsiniz. En az üç kez olmasını tavsiye ederim.


Estağfirullah el-Azîm.
Manası : “Şânı pek yüce olan Allah’tan bağışlanmamı diliyorum.”

Estağfirullâhe ve etûbü ileyh.
Manası : “Allah’tan beni bağışlamasını diler ve günahlarıma tövbe ederim.”

Sübhânallâhi ve-bihamdihî, Sübhânallâhil-azıym.
Manası : “ Allahü Teâlâyı tesbih ederim. Bütün noksan ve eksiklerden
tenzih ederim. Ve O’na hamd ederim.”

" Sübhânallâhi ve bihamdihî, estağfirullahi ve etübü ileyh."
Manası : " Allah'ım seni hamdinle tesbih ederim,
mağfiretini diler, günahlarıma tövbe ederim."

" Rabbiğfir-lî ve tüb aleyye, inneke ente’t-tevvâbü’r-rahîm"
Manası : " Yâ Rabbi! Beni bağışla; tövbemi kabul buyur.
Şüphesiz sen tövbeleri kabul eden merhamet sahibisin."

Estağfîrullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etebü ileyh
Manası : “Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan
ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim.”

Allâhümmeğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü ve mâ esrartü ve mâ a’lentü
ve mâ esraftü ve ente a’lemü bihî minnî entel-Mukaddemü ve
en tel-Muahharu la ilâhe illâ ente.
Manası : “ Allah’ım! Geçmiş ve gelecek, gizli ve aşikar işlediğim bütün hata ve
günahları, senin benden daha iyi bildiklerini de bağışla. İlerleten sensin,
gerileten de sensin. Senden başka ilah yoktur.”

Allâhümme mağfiretüke evseu min zünûbî
ve rahmetüke ercâ indî min amelî.
Manası : “ Allah’ım! Senin mağfiretin benim günahımdan çok geniştir. Tek
ümidim ve güvendiğim senin sonsuz rahmetindir, benim amelim değil.”

Allâhümme inneke afüvvün Kerîmün tühibbül-afve fâ-fü annî.
Manası : “ Allah’ım! Muhakkak sen affedicisin,
Kerîmsin, affetmeyi seversin, beni de affet.”


* SEYYİDÜ'L İSTİĞFAR *

Allâhümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ
ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke
binîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî zünûbî feinnehû lâ yağfiruzzünûbe
illâ ente bi-rahmetike yâ erhamer-râhimîn.

Manası :

“ Allah’ım! Sen benim Rabbımsın. Senden başka hiçbir ilah yoktur.
Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum. Gücüm
yettiği kadar Zât-ı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmaya çalışıyorum.
Ya Rabbi, işlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum.
Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrâr ve itiraf ediyorum.
Günahlarımı da itiraf ediyorum. Ya Rabbi, beni mağfiret buyur,
zira senden başka günahları bağışlayacak yoktur.”

Fazileti :

“Her kim, bu Seyyidü’l İstiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da
o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak
gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.” (Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101)


* TEVBE-İ İSTİĞFAR DUASI *

"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü
ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.
Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm."

Manası :

"Ya Rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden
bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum.
Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum.
Bir daha yapmamaya azm-ü cezm-ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da
aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, Yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında
her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir.
Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim,
dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve
en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır."


    * TÖVBE ESMALARI *

Esmalarımızı sağ elimizi Kalbimizin üzerine koyarak 21'er kere okuyalım.

   * Et-Tevvâb (Ya Tevvâb) : Tövbeleri kabul eden.

* Er-Rahim (Ya Rahim) : Merhamet eden, bağışlayan.

     * El-Gaffâr (Ya Gaffâr) : Kullarının günahlarını örten, günahlarını bağışlayan.

* El-Gafûr (Ya Gafûr) : Çok bağışlayan, magfireti çok olan.

     * El-Kerîm (Ya Kerîm) : Çok ikram edici. Keremi ve mağfireti bol olan.

     * El-Afüvv (Ya Afüvv) : Affı ve rahmeti çok olan, bağışlayan.

* Er-Raûf (Ya Raûf) : Pek acıyan, lütuf ve merhametle pek esirgeyen.


* PEYGAMBERİMİZİN TÖVBE İSTİĞFAR DUALARI *


Hz. Muhammed'in (s.a.v), bağışlanması için yaptığı dualardan bazıları:

“Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin.
Öyleyse tükenmez lütfunla beni bağışla, bana merhamet et.
Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin.”
(Buhârî, Ezân 149; Müslim, Zikir, 48)

“Yâ Rabb, muhakkak ki ben kendime çok zulmettim; yani çok günah işledim.
Günahları ise ancak sen afv-ü mağfiret edersin. Hakkıyle gafûr ve rahîm ancak sensin.
Beni kendi indinden bir fazl-u keremle afv-ü mağfiret eyle ve bana lutf-u ihsanınla merhâmet eyle.
Yani benim istihkakım olmayarak mahza fazl-u kereminle cehennemden halâs edip
cennet ve cemâline kavuştur.” (Buhârî, Ezân, 149, Deavât, 16)

“Allah’ım! Günahlarımı, bilmeden ve haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı,
benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla! Allah’ım! Ciddi veya şaka olarak yaptığım yanlışları,
hataen ve kasten işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim.
Allah’ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz
bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!
Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter.”
(Buhârî, Deavât, 60)


* TÖVBE VE İSTİĞFAR İLE İLGİLİ HADİSLER *


"Ben aralarından ayrıldığımda, (Allah’ın azabını önleyecek ikinci eman olan) istiğfârı
kıyamete kadar ümmetimin yanında bırakıyorum.” (Tirmizî, Tefsîr, 8/3082)

“Kul bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta vurulur. Şâyet o günâhı terk edip
istiğfâra sarılarak tevbeye yönelirse kalbi cilâlanır. Böyle yapmaz da tekrar günahlara
dönerse, siyah noktalar artırılır ve neticede bütün kalbini kaplar.
(Tirmizî, Tefsîr, 83/3334)

“Her derdin bir devâsı vardır. Günah derdinin devası da istiğfardır.”
(Deylemî, el-Firdevs bi-Me’sûri’l-Hitâb, Beyrut 1986, I, 136)

“Allah Teâlâ, gündüz günah işleyenin tevbesini kabûl etmek için geceleyin elini açar.
Geceleyin günah işleyenin tevbesini kabûl etmek için de gündüz elini açar. Güneş battığı yerden
doğuncaya, yani kıyamete kadar bu böyle devam edip gider.” (Müslim, Tevbe, 31)

“Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış,
her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona ummadığı yerden rızık verir.”
(Ebû Dâvûd, Vitir, 26/1518; İbn-i Mâce, Edeb, 57)

“Ey insanlar! Allah’a tevbe edip O’ndan af dileyiniz. Zîra ben O’na günde yüz defa tevbe ederim.”
(Müslim, Zikir, 42)

"Allah Teâlâ, kulunun tevbesini, canı boğazına gelmediği müddetçe kabul eder."
(Tirmizî, Deavât, 98/3537)

“Yapılan günahlardan pişmanlık, tevbedir. Günahlarına tevbe eden kimse sanki o günahı işlememiş gibi olur.”
(İbn-i Mâce, Zühd, 30/4252; es-Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 161)

“Her insan birçok hata yapabilir. Fakat hata yapanların en hayırlısı çokça tevbe edenlerdir.”
(İbn-i Mâce, Zühd, 30/4251)

“Bazen kalbimin perdelendiği olur. Ama ben Allah’a günde yüz defa istiğfâr ediyorum.”
(Müslim, Zikir, 41; Ebû Dâvûd, Vitir, 26)

“Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah’tan beni bağışlamasını diler, tevbe ederim.”
(Buhârî, Deavât, 3; Tirmizî, Tefsîr, 47; İbni Mâce, Edeb, 57)

“Her kim, bu seyyidü’l-istiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.” (Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101; Tirmizî, Deavât, 15; Nesâî, İstiâze, 57)





Tevbe-i İstiğfar Dua ve Esma Çalışması Ametist Reiki
Ana Sayfa        İlayda Güçlü Ersoy        Eğitimler        Seanslar        İletişim